En basit tanımıyla marka, ürün ve hizmetleri birbirlerinden ayırt edici sözcük ve işarettir. Günümüzde markanın sadece bir sözcük veya üzerindeki logodan/işaretten ibaret olmadığı ve asıl olarak markalaşmanın bir kültür olduğu tartışmasız bir gerçektir. Markalaşma; firmanızın kişiliğini, geleceğe yönelik olarak hazırlayacağı projeleri, sektör içerisindeki konumunu ve rekabet gücünü, kaliteli ürünü pazarlarken oluşturacağınız stratejinizi ve farklılığınızı göstermesi açısından ihtiyaç duyduğumuz bir kültürdür.
Marka tescili firmamıza ve ürünlerimize olan güvenin daha da artmasını ve sektördeki diğer benzeri ürün ya da firmaların arasından daha fazla ön plana çıkmamızı sağlar. Kalite ve güvene dayalı pazarlama stratejimizi tam anlamıyla pekiştiren marka tescili, ileriye dönük olarak gerçekleştireceğimiz birçok projede ilk adım olarak en büyük destekçimiz olacaktır.
Markalaşma öncelikle marka sahibine ve kullanıcılara güveni hissettirir. Herkesin kaliteye ve güvene olan ihtiyacını giderir. Hem iç hem de dış pazarlarda oluşacak olan eksiklikler markalaşan ve patentli olan tüm ürün ya da firmaların daha kolay bir şekilde fark edilebilmelerini ve daha avantajlı olmalarını sağlayacaktır. Rekabet gücü bu noktada markalı ve patentli firmaların eksenine kayacaktır.
Sektör içerisinde benzer marka ve firmaların sayısı itibariyle fazla olması ciddi olarak bir markalaşma ihtiyacını ve kültürünü kendiliğinden doğurmuştur. Sektörel kullanıcıların kaliteye, pazarlama stratejisi ve servisine duydukları ihtiyaç da markalaşmanın önemini fazlasıyla arttırmıştır. Konut ve inşaat sektöründe de markalaşma oldukça önemlidir. Yapı sektörü, markalaşma ve kurumsallaşma anlamında pek çok sektörün gerisinde kaldı, ancak son 10 yıl içinde özellikle de Mersinde marka konutlarla başlayan markalaşma, inşaat kalitesinin çıtasını dünya standartlarına çekmeyi başardı. Açıkçası bilinçli tüketici fiyattan daha önce, satın alacağı evin arkasındaki inşaat firmasına güvenmek istiyor, sadece evin fiyatına bakmak son derece yetersiz kalıyor. Marka konutlar da tüketiciye yüksek bir yaşam kalitesini çok daha uygun fiyat ve ödeme koşullarıyla sunuyor.
Bugün marka hukukunun en çok üzerinde tartışıldığı sektörlerden bir tanesi inşaat sektörüdür. İnşaat sektörünün Mersinde ki gelişmişliği ve yapıların yüksek olması nedeniyle, büyük şehirlerde bilinen ünlü residence marklarının isimlerini kullanılmaktadır. Bu yapılara verilen isimlerin – markaların bilinen markalarla karışıklığa yol açtığı ve bu yönde firma sahiplerine ihtarname çekildiği uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Son dönemde başta inşaat sektörü olmak üzere reklam ve tanıtım için ciddi yatırımların yapıldığı markaların taklitleriyle ilgili kavgalar yine gündeme oturdu. Bu konuda İstanbul mahkemelerinde açılmış bazı davaları örnek gösterebiliriz.
Özyurtlar temyize gidiyor!
İstanbul’un en eski alışveriş merkezlerinden Akmerkez yönetimi Esenyurt’taki konut ve AVM projesinin isminde Akmerkez ibaresinin bulunmasını gerekçe göstererek inşaat şirketi aleyhine ihtiyati tedbir kararı aldırdı. Davalı Özyurtlar İnşaat ise bunun üzerine temyize gideceğini açıkladı. Markanın tescili için 15 Nisan 2010 tarihinde başvuru yaptıklarını anlatan Özyurtlar Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, dava aleyhlerine sonuçlandığı taktirde Merkez ismiyle yollarına devam edebileceklerini belirtti.
Dumankaya dertli..
Yakın zamanda Dumankaya İnşaat da akrabalarından biri tarafından açılan Özdumankaya şirketiyle ilgili rahatsızlık yaşamıştı. İnşaat sektöründe 40 yıldır faaliyet gösteren Dumankaya İnşaat’ın akrabası ve taşeronu olarak çalışan Şevket ve Metin Dumankaya tarafından Özdumankaya İnşaat unvanlı bir şirket kurulmuştu.
Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya, o dönem yaptığı açıklamada yeni şirketin sahipleriyle konuştuklarını ve ismin değişmesi için süre tanıdıklarını açıklamıştı. Öte yandan hukuki sureç yaşanmamış olsa da kulislerde Polat İnşaat’ın sahibi ve Galatarasaray Başkanı Adnan Polat’ın akrabası olan Ergun Polat’ın inşaat sektöründeki Atapol markasının da Polat’tan türetilmiş olmasından dolayı aileler arasında soğuk rüzgarlar estiği konuşuluyor.
İnşaat sektöründeki şirketlerinin yapılarına kalıcı markalar tesis etmek için bu konuda bilinçlenmeye ve uzmanlardan destek almaları yararlı olacaktır. Türk Patent Enstitüsünün mal ve hizmet sınıflandırmasına ilişkin inşaat sektörü ile ilgili olan 37. sınıftaki hizmetler kapsamında tescil almaları gerekmektedir.
Markalaşmak üzere yola çıktığınızda ürününüz, hizmetiniz ve vaatlerinizi yerine getirme şekliniz bir bütünlük teşkil ediyorsa ancak o zaman bir başarıdan bahsedebiliriz.
Öte yandan, marka konumlanması, sizin söylediklerinizden ziyade, müşterinizin markanız hakkında söyledikleriyle şekillenir. Marka olmak üzere yola çıktığınızda ürününüz, hizmetiniz ve vaatlerinizi yerine getirme şekliniz bir bütünlük teşkil ediyorsa, ancak o zaman başarılı bir konumlandırmadan söz edebilirsiniz. Başarılı olma kriteri, marka olarak ne kadar kalıcı olduğunuz ve insanların hayatına ne kadar dokunduğunuzdur. Bugün küresel rekabet ortamında teknolojiler süratle üretilip tüketilirken müşteriler daha önce görülmemiş bir hızla yenilerini talep ediyor. Siz firma olarak tüketicilerin gelecekteki ihtiyaçlarını bugünden öngören çözümler üretmeye odaklanır, sektörünüzde yapıları gelecekteki ihtiyaçları da görerek belirlemeye çalışır ve müşteri memnuniyetini hedefleyen bir anlayışı hakim kılabilirseniz, markalaşma yolunda ciddi bir yol kaydetmiş olursunuz.
Farklılaşmak ve rakiplerinden ayrışmak… Modern pazarlamanın en büyük problemi. Etrafımızı saran yüzlerce marka, kıyasıya bir farklılaşma yarışı içinde ,binlerce yeni ürüne imza atıyor.Seçenekler arttıkça karar alma süreçleri de ,satın alma davranışları da değişiyor ve yeniden şekilleniyor.Rekabet her alanda ağırlığını daha da hissettiriyor.
Son yıllarda tüm bu saydığımız alanlar içinde markaların en çok mesai ,emek ve para harcadıkları alan ise ‘görsel tasarım’ .Fakat tasarımın da artık sadece güzel ve fonksiyonel olması tek başına yetmiyor.Ardında bir felsefe, bir hikaye barındırması ve bunu hedef kitlesine anlamlı bir şekilde aktarması gerekiyor.
Ulusal ve uluslar arası düzeyde rekabetin bir savaşa dönüştüğü günümüzde, firmalarımızın gerek ülkemizde, gerekse de ekonomisi gelişmiş diğer ülkelerin piyasalarında var olması ve tutunabilmesi için doğru stratejilerle kendi markalarımızı yaratmak, güvenle ve vaat ettikleriyle markalarının arkasında durmak, onları hukuken güvenceye almak ve markalaşmayı teşvik etmekten başka çaremiz yok gibi görünüyor
Marka Bilinçlendirme ve Koruma Derneği (MarkaDer)
Başkanı Av. Murat ALTINDERE